Thursday, March 10, 2016

Kusbakisi Tahran {Darabad Parki}~

@ 12:01 PM 0 comments
Gecen sene bugunlerde Tahran'a gitmistim. 
Tatil yazilarini yazmam ne kadar da uzun suruyor artik. Tam 1 yil olmus, inanmasi zor...
Is coklugu, hayat, yeni tatiller vs. derken hayat akip geciyor.
Tahran'da ilk geldigim yer burasi degildi aslinda ama ilk burayi yazmayi sectim. Cunku Tum Tahran'nin gorulebilecegi (ve benim bildigim) tek yer bu parkti.
Kocaman devasa bir sehir Tahran
Colun getirdigi kumla hafif sari
ama bir o kadarda yesil.
Evlerde yogun bir sekilde (partiler vs. vesilesiyle) alkol tuketimi cok yaygin olsada, disarida sadece yemek ve cay/kahve tuketmek mumkun.
Avrupa tipi kafeler sayilamayacak kadar cok.
O yuzden gun icerisinde gezmekten yoruldugumuzda hep o kafelerde soluklandik.
Kahve kalitesi acisindan Turkiye'den daha kaliteliydi diyebilirim.
Yani latte latte gibi mocha mocha gibiydi. 
Hem soluklandik, hem aksam oldu.
Daglarin arasindan bir de gece baktik.
Cok guzeldi.
Tabi bu daglarin arasinda olma durumu hava kirliligi acisindan kotu bir durum ama olsun.
Bu arada, Tahran'da sanilanin aksine kadinlar cok ozgur.
Biz Turkiye'de 2-3 siyasi idami duyup uzulsekte, aslinda gercekte her gun 10-15 tecavuzcu, katil, cani, vs. idam ediliyor. O yuzden insanlar cok rahat.Kadinlar cok gec saatlerde bile parkta bahcede takiliyorlar.

Tabiki bunlar benim kisisel gozlemlerim. Tipki bu blogun benim kisisel blogum oldugu gibi.
O yuzden alacagimdan emin oldugum kotu elestirilerinizi ozelliklede gelip gormediginiz bir ulke hakkinda lutfen kendinize saklayin.
Baska 2 acidan
Tabi sanmayinki bu kadar cektim 360 tum Tahran'i aldim.
Bu yarisi bile degildir.

Hatira fotografi
Haberim yokmus gibi cek :)

Tahran'daki kankam Mitra'cigimla beraber.
Amerika'da yasamasini cok istedigim guzel insanlardan biri. 
O veya onun gibi biri etrafimda olsaydi, cok daha mutlu bir insan olabilirdim.
Bu da bizim tayfa.
1 kisi eksik
O da fotografi cekiyor.

Bu arada farketmissinizdir. Kizlarin arasinda en kapali olan benim :)
Bu tum gezi boyunca boyleydi.
Esarp takmak kural tabi ama sacin gozuktu diye kimse ses etmiyor. Ucup tumden cikinca duzeltmek gerekiyor. O zaman bile sadece uyariyorlar. Ama bizdeki gibi insanlarin bir birine yaptigi bir baskidan sozetmek pek mumkun degil. . 

Ama tabiki insanlarin daha kapali oldugu cevrelerde yok degil. O cevrelerden sonra bahsedecegim.

Monday, February 15, 2016

The first century after beatrice~ Amin Maalouf

@ 2:37 PM 0 comments
Amerikan televizyonuna geldigimden beri alisamadim. Dahada alisabilecegimi sanmiyorum. 1-2 tane Tv show'u disinda hic bir Tv programini sevemedim. O yuzden canim SIKILDIginda youtube vidyolari izliyorum.
Ece Temelkuran'i ne kadar sevdigimi zaten biliyorsunuzdur. Eskiden gazete yazilarini okurdum. Simdide kitaplarini okuyorum.
Bir gun yine canim SIKILmisti ve Ece Temelkuran'i izlemek istiyordum. Ararken, kentler ve golgeler  programina  rastladim (izlemek isterseniz burada) Sonrasinda o programinda hemen hemen tum bolumlerini bayilarak izledim. 
Neyse, orada Ece Temelkuran Amin Maalouf'u anlatiyordu.Cok etkilendim ve  gecen sene tatile gitmeden hemen once tatilde okumak icin bir kitabini siparis ettim.

90'larda yazilmis bir kitap ve aslinda kitapta gecenler (on gorulenler) bir kac yil once uzak doguda yasandi. Hatta hala da yasanmaya devam ediyor. 

Edebi anlamda muhtesem. Amin Maalouf'un nasil olupta hala Nobel almadigina hayret ediyorum.
Gel gelelim, ucakta okumaya uygun hafif bir kitap degil. Ucakta basladim, tatilde tekrar denedim ama olmadi. En sonunda Chrismas tatilinden sonra kafamin net oldugu bir gun basladim ve anlayarak okudum. Nispeten ince bir kitap olmasina ragmen gunde en fazla 10 sayfa okuyabildigim icin yavas ilerledi.

Ozellikle GRE ve GMAT gibi standard sinavlara hazirlananlara tavsiye ederim. Sozlukten yardim alarak, ve sindirerek okundugunda cok sey ogrenilebilecek bir kitap.

Monday, February 8, 2016

Mauna Loa Plantation {Hilo, Hawaii}~

@ 11:19 AM 0 comments
Her seyahatte insan yeni seyler ogreniyor. Gezmeyi sevmemin esas sebebi tabiki eglenmek ama cok sey ogrendigimizde bir gercek. 
Mesela ben hayatimda Macademia diye bir yemis hic duymamistim.
Simdi agacini bile gorsem tanirim.
Iste gezmek insane boyle bir bilgi veriyor. Agaci taniyor, uzerindeki asiri sert kabugu, cok yagli ama cokta lezzetli oldugunu biliyor insan.
Kalin yesil yapragin dokusunu hissedebiliyor.
 
En sonunda da macademia'nin turlu cesidini tatma imkani buluyor.
Kuskusuz bu bilgi insani is sahibi yapmaz ama mutlu edebilir.
Zaten hayatta is dahil herseyi yapmamizin, tum cabalarimizin sebebi mutlu olmak icin degil mi?
Herkes icin oyle mi bilmiyorum ama benim icin oyle.
O gunde mutlu bir gun gecirmistim. 
Bir gun Hilo'ya yolunuz duserse, ugrayin guzel bir yer.
 
 

the girl on te train ~ Paula Hawkins

@ 10:57 AM 0 comments
Hayat benim icin her zaman oldugu gibi seyahat ve seyahat sirasinda okuduklarim olarak devam ediyor. Baska bir suru seyde oluyor tabiki ama sadece bu ikisiyle egleniyorum :)
 
 Ozellikle bu donem gercekten cok cok yogunum. Cok dar vakitlerimde snap chat'te kafa dagitiyorum. Instagram artik eskisi kadar keyif vermiyor. Sosyal aglara girip ansizin cikmayi sevmedigim icin acik tabiki ama benim icin eglence vasfini bir parca yitirdi.
 
Neyse, bugunun konusu en son okudugum ve etkilendigim bir kitap.
Best seller oldugu icin elestirilecegini adim gibi bildigim halde bir cesaret yazmaya karar verdim.
 
O arada aslinda pek cok kitap okudum ama bu ve bu gibi sebeplerden dolayi yazmaya elim gitmedi.hani diyorlar ya "it doesn't worth but it hurts" bu elestiriler bende o tamda etkiyi yapior iste.
Bir gun Boncuk yine haftasonu full calisiyordu. Spora gidip geldikten sonar evde yalniz takiliordum. Bir blog'da (unuttum simdi kimin bloguydu) kahve ve kekini almis kitap keyfi yapan bir hatun gordum. Aman ben bir ozendim, bir ozendim. Hemen o duzeni kendime uyarladim. Cayimi, elmami ve kitabimi aldim. tabi bende isler o kadar duzenli yurumedi. Elmalar bana yandan yandan gulumserken kitabi okuyamadim. Once elmalari huplettim :)
Sonra kitaba basladim. Allah'im o ne oyle elimden birakamadim.
Cayim falan sogudu. Degistirmeye kalkmadim. Oyle soguk soguk icim.
 
~bu kisimda cok azicikta olsa spoiler var~
Kadinlarin perspektifinden anlatilmis romanlari zaten severim,bir de isin icine kayip bir kadin girince aslinda hikaye hicte kusursuz olmamasina ragmen elimden birakamadim.
Kitap psikolojik gerilim kategorisine tam oturuyor.
Bir kere karekterlerin psikolojik durumlari cok iyi anlatilmis.
Evlilik ici ve disi siddetin dereceleri gayet iyi aciklanmis. Ozellikle iliskilerle alakali kafasi karisik insanlarin okudugunda bir isik yakacagini dusunuyorum.
Yalniz normal sartlarda hikayedeki psikolog arkadas coktan lisansansi kaptirmisti. Yani bu kitabi okuyup psikolog/psikiyatrist bana boyle davranacak yahut bu tepkileri verecek yanlisina dusmeyin.
Zaten hikayeyi "kusurlu" bulmamin sebeplerinden biride buydu.
Kadinlarin perspektifinden anlatilsada hikayedeki erkeklerinde duygulari es gecilmemis. Tabi yine kadinin hissettirdikleri uzerinden gidilerek.
 
Psikolojik gerilimi sevenlerin olaganustu bulmamakla beraber sevecegini dusunuyorum. Surukleyici olmasi, kolay okunmasi en buyuk artisi. Icerisinde olum temasi oldugu icin yas halinde uzak dursaniz iyi olur ama ask acisi cekenlere iyi gelecegi kanaatindeyim. 
 

Friday, December 18, 2015

San Francisco {Lombard street}~

@ 4:21 PM 0 comments
San Francisco'ya gelmisiz Lombard street'e gitmemek olur mu?
Zaten kaldigimiz yerde yakindi. Yuruyerek gittik. 
Kis mevsimi oldugu icin bahardaki kadar fotografik goruntuler yakalayamadik tabiki ama yinede o zigzag seklindeki sokakta yurumek guzeldi.
Yukarilara ciktikca manzara daha da guzellesti
Yurudukce sadece zigzag bir cadde olmasi degil, yol boyu evlerin mimarisininde bu sokagin unlu olmasinda etken oldugunu dusundum.
Karsida ayni gun icerisinde gittigimiz Coit tower.
Lombard Street'de biz adli calismamiz :)
Tamam yillardir her San Francisco dendiginde Lombard street'i merak etmisimdir
ama yinede her halukarda yokus. Yani unlu yokus oldugunda daha az yormuyor.
 
Inmesi cikmasindan kesinlikle cok daha eglenceli
 
 
 
Bir yandan fotograf cektik, bir yandan guzel San Francisco'yu izledik.Boncuk Italya'yanin bazi yerlerine benzetti, ben yok canim ayni Istanbul, sadece daha temiz dedim. Ahhh bizde burada yasasak dedik. . Evet, San Francisco'da her gittigimiz yerde bunu dedik.
 
 

Follow me~

 

KaLinka Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review